Trigeminal Nevralji

Trigeminal nöralji kendiliğinden veya özgül yüz bölgelerinin uyarımı ile ortaya çıkabilen paroksismal ağrı atakları ile karakterizedir. Trigeminal nöralji en şiddetli ağrı sendromlarından biri olup tedavi edilebilir özelliği nedeniyle özel bir öneme sahiptir.

Trigeminal nöraljinin yıllık insidansı 12.6/100000’dir. Trigeminal nöralji genç erişkinlerde de görülebilmekle birlikte, görülme sıklığı 50-70 yaşlarında pik yapar. Kadınlarda daha sık görülür, etnik faktörlerle ilişkisi gösterilmemiştir

Klasik trigeminal nöralji terimi tanısal çalıışmaların nörovasküler bası dışında bir etiyolojik neden ortaya koyamadığı olgularda kullanılır. Trigeminal nöralji multipl sklerozis veya posterior kraniyal fossanın benign tümörleri gibi nörolojik hastalıklara sekonder olduğunda semptomatik olarak adlandırılır (10). Tipik trigeminal nöralji hastalarının yaklaşık %15’i semptomatiktir.

Elektrik şoku benzeri ağrı, tek taraflı ağrı, ağrının ani başlayıp bitmesi, ataklar arasında ağrısız dönemler, ağrısız uyarının atakları tetiklemesi, ağrı bölgesinde duyu kaybı olmaması ya da çok az duyu kaybı olması ve ağrının trigeminal sinir alanına sınırlı olması.. Hastaların %3’ünde ağrı bilateraldir. Bu durumda genellikle ağrının bir yandan diğerine geçmesi arasında yıllar süren uzun bir dönem vardır. Aynı epizod içinde iki yanlı ağrı çok nadirdir. Trigeminal siniri etkileyen cerrahi girişimler ağrı tipinde değişikliğe neden olabilir. Yanma tarzında ağrı genellikle sinir hasarında görülürken, belirgin duysal kayıp tümör veya enfeksiyon gibi yapısal bir anomaliyi akla getirmelidir. Trigeminal nöraljili hastalar genellikle yüz veya çeneye dokunulması, konuşma veya yutma gibi tetikleyicilerin ağrılarının başlamasına neden olduğunu söylerler. Yüzün soğuğa maruz kalması veya ağrısız kutanöz uyarılar da tetikleyici olabilir. Ağrıyı tetikleyen alan genellikle ağrı ile aynı yüz yarısındadır ancak trigeminal sinirin başka bir divizyon alanında olabilir. Bazı hastalarda ağrıyı tetikleyen alan trigeminal sinir alanı dışında, örneğin üst servikal dermatomlardadır. Ağrıyı tetikleyen alan saçlı deride ise saçları yıkamak veya taramak, yüzdeyse traş olmak, dişler veya dişetlerindeyse diş fırçalamak hasta için imkansız hale gelebilir. Çiğneme veya yutma ağrıyı tetikliyorsa hasta kilo kaybedebilir.

Trigeminal nöralji sıklıkla intermittant bir hastalıktır. Atak kümeleri arasında aylar, bazen yıllar olabilir. Nüksler genellikle aynı alanlarda olur. Giderek atak kümelerinin arası kısalabilir ve atakların şiddeti artabilir. Bazı hastalarda hastalık başladıktan sonra hiç remisyon olmaz. Duygusal ve fiziksel stres şiddetli ağrı atakları olma olasılığını arttırıyor gibi görünmektedir.

Trigeminal nöralji tanısı klinik bulgular yeterlidir ve trigeminal nöralji tanısı konulmasını sağlayacak tanısal çalışmalar mevcut değildir.

Trigeminal nevraljide hastanın yaşı, sağlık durumu ve altta yatan neden tedavi seçimini etkileyen faktörlerdir. Genellikle ilk basamak ilaç tedavisidir. İlaç tedavisine başlamadan önce bazı kan tahlillerini yaptırılır ve tedavi süresince de aralıklı olarak bunlar tekrarlanır.Başlanan ilaç dozu ağrı kontrol altına alınana dek yavaş yavaş artırılır.

İlaç tedavisinde dikkat edilecek noktalardan biri de, ilaç dozunuzu doktor önerileri dışında kesinlikle değiştirmemek ve tedaviyi kesmemektir; aksi taktirde ağrı tekrar ortaya çıkar ve kontrol altına alınması daha zor olur.

İlaç tedavisi yeterli ağrı kontrolü sağlayamadığında ya da etkisini yitirdiğinde seçilecek yöntemler sinire enjekte edilen “gliserol” ile sinirin iletisinin kesilmesi, “radyofrekans termokoagülasyon” uygulaması ile sinirin ağrıyı ileten liflerinin kontrollü olarak yakılması ya da “mikrovasküler dekompresyon” olarak adlandırılan cerrahi teknik ile beyin sapında sinir üzerindeki baskının ortadan kaldırılmasıdır.

Hastanın yaşı ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak en uygun yöntem hekim tarafından belirlenir

Geleceğin Tıbbına Hoş Geldiniz...